Hizmetkâr Liderlik (servant-leadership)


İnsan tabiatı gereği sosyal bir varlıktır. Sosyal varlıklar hayatlarını sürdürebilmek için iş bölümüne ve rollerin paylaşımına ihtiyaç duyarlar. İş bölümlerinin ve rollerin nasıl paylaşılacağını, bir başka deyişle, nasıl bir toplum yapısı içinde bu rollerin yerine getirileceğini toplumun her seviyesinde liderler belirler.

Yöneticiler ise seçilen yapı ve model içinde işlerin ve rollerin doğru yapılmasından ve yürütülmesinden sorumludurlar. Bir başka açıdan; yöneticiler sistem içinde, liderler ise sistemlerin tasarımı ve değişimi üzerinde çalışırlar. Yönetici, başında bulunduğu müessesenin işlerinin doğru yapılıp yapılmadığından sorumlu iken, ilgili kurumun lideri o kurumun var oluş gayesine uygun olarak hadiselerin akışını ve küresel çaptaki gelişmeleri dikkate alarak, doğru işlerin bağlamda, kurumu geleceğe taşıyan vizyon, strateji ve hedefleri belirleyen ve doğru işlerin yapılmasını sağlayan liderleri veya liderlik vasıflan olan yöneticileri olmalıdır.

Bugün klasik, otoriter, baskıcı ve dediğim dedik tarzında güç kullanılarak ve insanların başında demoklesin kılıcını sallayarak onları yönetme veya sosyal düzeni devam ettirmeye yönelik idarecilik ve liderlik, çağ dışı kalmış olup bütün dünyada yeni liderlik modelleri geliştirilmiştir. Çünkü bütün araştırmalar göstermektedir ki, klasik yöneticilik anlayışını kullanan yönetici ve eğiticiler, mesuliyeti altındaki fertlerin kalbini, zihnini ve ruhunu satın alamamaktadır. Maaş karşılığı satın alabildiği ve kontrol edebildiği şey, ancak çalışanların bedenlerine ait iş gücü ve zamanlarıdır. 21. yüzyılda çalışanlarının gönüllerini, kalplerini ve üreticiliklerini de kuruma (işe) taşıyabilen şirketler ve kurumlar ayakta kalacaktır. Bütün dünya çapında insanlar ve toplumlar birbirlerinin ihtiyaçlarını samimâne karşılayabilecekleri ve birbirlerine değer verecekleri, birbirlerini yargılama ve yok etme yerine birbirlerine empati duyacakları, kılık, kıyafet, ırk ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin insanca muamele görecekleri, bu arada kendi ferdi kapasitelerini geliştirebilecekleri, işçilerin ve müşterilerin adil bir şekilde ilgi ve destek gördükleri bir toplum modelini arzulamaktadırlar. Ayrıca toplumdaki azınlığın değil, çoğunluğun ihtiyaçlarına öncelik veren, hassas ve bu ihtiyaçları karşılayan liderleri özlemektedirler. Böyle bir toplum modelini gerçekleştirecek insanlar, toplumun yöneticileri değil, onlar arasından veya halkın arasından çıkan liderlerdir. Acaba böyle bir liderlik nasıl bir model üzerine oturmalıdır ve bu liderlerin kişilik özellikleri neler olmalıdır sorusuna cevap arayışları devam ederken l970’li yıllarda Robert Greenleaf tarafından geliştirilen “hizmetkâr liderlik” kavramı ve modeli oldukça ön plâna çıkmış bulunmaktadır. Aslında yüzyıllar önce Peygamberimiz tarafından çerçevesi çizilen “seyyidü’l-kavmi hâdimuhum: Liderler (seyyidler) kavimlerinin hizmetârlarıdır” hadisinin sırrı ortaya çıkmakta ve bugün Batı toplumlarında hayata taşınmaya çalışılmaktadır. Bundan başka takım çalışmasına önem veren liderlik, toplumun katılımını ve isteklerini dikkate alarak kararların alındığı kolektif liderlik, ahlâki değerlerle uyuşan ve insanlara daha fazla değer veren etik (değer) merkezli liderlik, bu yeni arayışlardan birkaçıdır. Hizmetkâr liderlik, insanlar arasında iş birliğini, güveni, geleceği öngörmeyi (basireti), dinlemeyi, sahip olunan güç ve yetkilerin ahlaki ölçüler içinde kullanımını teşvik eder.

Hayatımızın farklı kesitlerinde bazen liderlik (kumandanlık), bazen de izleyicilik (asker) rollerini oynarız. İşimizde memur isek, evde ailemizin lideriyiz. İş yerinde yönetici isek, bir üst makama karşı da mesulüz. Bir başka deyişle bazen hizmet eden rolünü, bazen de hizmet edilen rolünü oynuyoruz. Hayat manalı ve heyecan verici zıtlıklarla doludur. İşte bunlardan biri, hizmetkâr ile liderin bir arada olmasını sağlayan ve iki rolü sentezleyen “hizmetkâr liderlik”tir. Hizmetkâr liderlik kavramı, herkesin kendi hayatında bu iki rol arasındaki dengeyi kurmasını teşvik eder. Liderlik konumunda olduğumuz noktada asıl vazifemiz, insanlara hizmet vermek iken, tabi olduğumuz noktalarda ise boşlukları veya atlanan hizmetleri doldurmak olmalıdır. Sonuçta bu iki rolü bir arada oynamak kendi hayatımızı zenginleştirdiği gibi, içinde bulunduğumuz kurumların veya enstitülerin de işleyişinde önemli düzeyde iyileştirici katkıda bulunur. Hizmetkâr liderliğin gayesi, toplumun bütün fertlerini ve müesseselerini daha sağlıklı, daha bilge, daha serbest ve bağımsız hale getirerek, daha iyi ve daha insancıl bir toplum oluşturmaktır. Bu şekilde insanlık ailesinin bütün çeşitliliğini kullanarak, her birinin kendine ait güzelliklerini geliştirmesine yardımcı olmaktır. Hizmetkâr liderlikte sahip olunan güç ve kuvvet, çalışanların her türlü ihtiyacının karşılanması için kullanılır. Şahsi, mesleki ve ruhi ihtiyaçları karşılanan fertler de, o müesseseye hem kafalarını, hem kalplerini, hem de zamanlarını feda ederek, o kurumun gelişmesine içten katkıda bulunurlar.

Hizmetkâr liderlik kavramı, insanları yöneten kişilerin rollerinde köklü değişiklikleri mecburi kılan yeni bir liderlik modelidir. Özellikle her bir kurum içinde çalışan idareci ve yönetici konumundaki kişiler, kendilerini hizmetkâr lider olarak tanımladığında ve bu rolü benimsediklerinde, iş yerinde insanların birbirlerine karşı tutum ve davranışları daha insani olmakta ve o kurumdan hizmet alan müşteriler de daha çok memnun kalmaktadırlar. Bunun farkında olan müessese ve şirketler, sistemlerini ve yönetim anlayışlarını çalışanlarının şahsi, mesleki ve ruhi gelişimlerini geliştirecek şekilde değiştirmektedirler. Bugün Batı’da yüz binlerce idareci ve şirket yöneticisi ve mahalli yönetimlerin başında bulunan kimseler bu “hizmetkâr liderlik” modelini benimsemişler ve kendilerini eğitime tabi tuttuktan sonra hizmet götürdükleri insanlara baskıcı ve otoriter tarzda değil, hizmetkâr makamında onların ihtiyaçlarını gidermeye başlamışlardır. Batı’da her derecedeki yönetici ve idareciler arasında giderek hüsnükabul gören bu yeni anlayış, umarız ki yakın zamanda ülkemiz idarecilerine de transfer edilir.

HİZMETÇİ LİDERLİĞİN 10 VASFI

Hizmetkâr lider, kendi işinden önce, ait olduğu grubun işlerini gören kişidir. Bu kişilerde tabiî hissiyat, başkalarına yardımcı olmaktır. Ancak böyle tabiî bir hisse sahip olan kişiler, bu hislerini geliştirip hizmetkâr lider olabilirler. Hizmetkâr lider öncelikle insanların en temel ihtiyacı olan, tasdiklenmek, takdir edilmek, hatırlanmak dahil, insanların bedeni, ruhi ve hissi ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığı konusunda hassas olan kişidir. Bir kişinin hizmetkâr bir liderlik rolü oynayıp oynamadığını anlamak için hizmet verdiği kişileri incelemek gerekir. Bu kişiler, şahsiyetleri gelişmiş, şahsi bütünlüğe sahip (söz ve davranış bütünlüğü olan) insanlar olarak mı hayata atılıyorlar? Daha sağlıklı, daha bilgece ve serbestçe kararlar alıp tercihlerde bulunabiliyorlar mı? En önemlisi, onlar da kendilerini insanlara hizmet sunan bir kimse olarak tanımlayabiliyorlar mı? Hizmetkâr liderlik kavramı, iki zıt rolü bir araya toplayan yeni bir liderlik modeli olduğu için, bir gecede öğrenilecek bir şey değildir. Hayata bakış açımızın ve iş hayatımızın uzun süreli bir dönüşümünü gerektiren, müspet, yapıcı değişimleri sağlayan bir davranış ahlâkı modelidir. Hizmetkâr lider, insanlara hizmet götürebilmek için gücü ve bilgeliği bulup sentez edebilen kişidir. Bu kişilerin temel 10 özelliğini kısaca aşağıdaki şekilde sayabiliriz.

1- Dinleme kabiliyeti: Liderler geleneksel olarak iletişim ve karar alma maharetlerine göre değerlendirilir. Hizmetkâr liderde diğerlerini samimane ve isteyerek dinleme becerisi çok güçlü ve içten olan kişidir. Özellikle lider, başında bulunduğu grup ve topluluğun isteklerini belirlemeye ve onu çok açık ve net bir şekilde tanımlamaya karşı istekli olmalıdır. Dinleme, muhatabın veya grubun içindeki hisleri ve arzuları, bir başka deyişle, muhatabın beden, ruh ve zihninin birlikte söylediği mesajı anlamayı gerektirir.

2- Empati: Hizmetkâr liderler diğer insanlarla empati seviyesinde münasebet kurarlar. Diğer insanların özel kabiliyetlerini ve maharetlerini fark edip, onlara sahip çıkarak toplumun hizmetine sunmalıdırlar. Birlikte çalıştıkları insanların iyi niyetli olduklarını düşünür, davranışları ve performansları kabul edilemez olsa bile onları reddetmezler. En başarılı hizmetkâr liderler, becerikli empatik dinleyici olanlardır.

3- İyileştirme: İnsanları iyileştirmeyi öğrenme, dönüşüm ve entegrasyon için güçlü bu kuvvettir. Hizmetkâr liderlerin önemli bir üstün tarafı da kendilerini ve diğer insanları iyileştirme potansiyelleridir. Çünkü günümüzde birçok insan hissiyat olarak incinmiş, ruhları ve kalpleri kırılmış bir hayat sürdürmektedir. Hizmetkâr liderler, bu insanlarla bire-bir temasa geçerek, onların kalplerini ve ruhlarını ortak şeyleri paylaşarak ve daha yüce bir şey etrafında bütünleştirerek iyileştirirler.

4- Farkında olmak: Genel olarak farkında olmak ve kendinin ne durumda olduğunun farkında olmak, hizmetkâr lideri daha da güçlü kılar. Bu noktadan lider, daima farkı fark etme becerisini güçlendirme gayretindedir. Bir kimse farkı fark etmeyi öğrenmişse, etik ve değer hükümlerini içine alan konulan da anlaması kolaylaşır. Neticede problemleri ve meseleleri daha geniş perspektiften ve bütüncül bir tarzda ele alması kolaylaşın

5- İkna etme gücü: Hizmetkâr liderler, karar verirken sahip olduğu makamın otoritesini kullanma yerine, o kararla alakalı insanları ikna etme metodunu kullanırlar. Zorlama yerine muhatapların akıl ve kalplerine hitap ederek, akıllarını, hislerini ve ruhlarını da fethederek onlara işleri yaptırırlar. Neticede gruplar kendi aralarında ortak akıl, değer ve tutum üretebilme kapasitesine kavuşurlar.

6- Kavramsallaştırma: Hizmetkâr liderler, kabiliyetlerini, hayal dünyalarını dolduracak şekilde geliştirirler. Problemleri kavramlar haline sokan liderler, meselelere bu perspektiften bakarak, günlük realitelerin ötesine geçerek daha geniş bir açıdan düşünme imkânına sahiptirler. Bunu sürekli pratik yaparak ve kendilerini disiplin altına alarak yaparlar. Hâlbuki lider vasfından uzak yöneticiler, genellikle, kısa sürede netice alınabilen işleri ve problemleri çözerek kendilerini tüketirler ve uzun süre gerektiren ciddi problemleri zamanın akışına bırakırlar. Hizmetkâr lider vasfı olan idareciler ise, düşüncelerini hem günlük rutin işleri yürütmek ve günlük sıkıntıları aşmak için kullanır, hem de daha geniş perspektifte meselelere kavramlar perspektifinden, derinlemesine yaklaşırlar.

7- İleri görüşlülük: İleride olması muhtemel hadiseleri önceden görebilme kabiliyetini tanımlamak zor olmasına rağmen, bu işi yapabilenleri tespit etmek kolaydır. Bir insan gördüğünde bilir. Önceden görme ise sezgiyle alâkalı bir maharet olup, hizmetkâr liderin geçmişten ve bugünün realitelerinden dersler alıp, bugün alman kararların gelecekteki muhtemel sonuçlarını anlamasına yardımcı olur.

8- Çobanlık (emniyet): Bir şeyi bir başkası için güvenilir ve emin şekilde saklamak mânâsına gelen çobanlık, başkalarının ihtiyaçlarını öncelikle gidermede önemli bir ahlâki davranıştır (diğergamlık). Çobanlık, aynı zamanda kontrol etme gücünü kullanmak yerine, açıklığı ve iknayı daha çok ön plâna çıkarır. Çobanlık, toplumun selâmeti ve refahı için kurum ve müesseseleri var oluş gayesi etrafında işleterek, müesseseleri korumak anlamına da gelir. Bu noktada Peygamberimiz(s.a.s)’in “hepiniz bir çobansınız, ve güttüğünüzden mesulsünüz” şeklindeki hadisi de hizmetkâr liderlerin bu vasfına ışık tutmaktadır.

9- İnsanların gelişmesi ve büyümesine özel ihtimam gösterme: Hizmetkâr liderler, insanların, çalıştıkları kurumda işçiler olarak yaptıkları katkının ötesinde özel bir değere sahip olduklarına inanırlar. Bundan dolayı her hizmetkâr lider, her ferdin büyüyüp gelişmesine özel gayret sarf eder ve emri altında çalışanların veya sorumlu olduğu fertlerin şahsi, mesleki ve ruhi gelişimlerini tamamlamaları için sahip olduğu bütün gücü kullanma konusunda mesul olduğunun şuurundadır. Bu hedefe mâtuf olarak, çalışanlarının şahsi ve mesleki gelişimleri için özel fonlar oluşturur ve bunları kullanmaları için teşvik eder. Çalışanlarının veya mesul olduğu kişilerin karar alma mekanizmalarına katılmaları konusunda onları teşvik eder. Ayrıca işten ayrılması gereken işçilere de bir başka iş bulmaları konusunda özel gayret gösterir. İşten ayrılanları hemen unutmaz, onlara olan maddi ve manevi desteğini devam ettirecek fonlar ve yapılanmalar teşkil eder.

10- İş hayatı dışında küçük birliktelik sağlayıcı gruplar ve topluluklar inşa etme: İnsan hayatını birinci derecede şekillendiren faktörlerin başında insanın informal eğitimi gelir. İnformal eğitim, okul veya iş dışında edinilen küçük arkadaş topluluklarında öğrenilen ve kazanılan şeylerdir. Bunun farkında olan hizmetkâr lider, sorumluluğu altındaki insanların kendilerini daha sağlıklı ve bilgili ve serbest kılacak topluluklar oluşturmalarını ve boş zamanlarını buralarda geçirmelerini temin etmeye çalışır. Bunu yerine getirmek için, mesai dışında insanların şahsi, mesleki ve ruhi gelişimlerini sağlayıcı sosyal faaliyetler tertipler.

HİZMETKÂR LIDERLİĞİN UYGULAMA SAHALARI

Hizmetkâr liderlik modelinin öncelikle uygulanması gereken saha, bunun her türlü kurum ve sosyal oluşum seviyesinde (aile, okul, mahalli yönetimler, hastahaneler, dini hizmet veren kurumlar v.b.) bir model ve yeni paradigma olarak benimsenmesini sağlamak olmalıdır. Ayrıca bütün bu kurumların misyonu içinde bu hizmetkâr liderlik felsefesi yer almalıdır.

İkinci önemli uygulama sahası da bu yeni modelin şirketlerdeki ve kurumlardaki yönetim kurulları ile yürütme kurullarının var oluş gayelerini ve sorumluluklarını belirleyici bir çerçeve olarak kabul edilmesidir. Bugün bu kurullar, işsizlere iş verme ve kurumun gelirlerini usulünce yeme gibi pratikte çarpık işleyişlere sahne olmaktadır. Bu noktadan bu kurullar, kendilerine ait rolleri sorgulamalılar ve şu iki soruya cevap bulmalılar: Biz hangi maksatla buradayız? Ürettiğimiz katma değer, olmazsa olmaz cinsinden midir? İkincisi, bizler kime hizmet götürüyoruz? Yönetim kurulunda olduğumuz şirketin çalışanlarına götürdüğümüz hizmetler nelerdir? Bu sorulara tatmin edici cevaplar verilebiliyorsa, burada hizmetkâr liderlik misyonu yaşatılıyor demektir.

Üçüncü uygulama alanı ise üniversitelerin liderlik ve yönetim derslerinin verildiği bölümlerde ders olarak okutulmasıdır. Bu konularda üniversitelerde tezler ve araştırmalar yapılması teşvik edilmelidir. Üniversitelerde yönetime talip olan kişiler, bu kurslardan geçirilmelidir. Yine benzer şekilde eğitim ve danışmanlık şirketleri tarafından verilen liderlik ve yöneticilik kurslarında bu hizmetkâr liderlik modeli ele alınıp tanıtılmalıdır. Özellikle sürekli kalite çemberlerinin uygulanmakta olduğu şirketlerde bu liderlik modeli, oldukça yardımcı bir yaklaşım olmaktadır.

21. yüzyılda liderlik şahıslarla değil takım çalışmasıyla (şahs-ı manevî – ortak akıl – ortak değer – ortak prensipler) gerçekleştirilecek; alınan kararlar, insanların şahsî özelliklerini geliştirici olacak ve kendilerini gerçekleştirmiş ve kapasitelerini ortaya çıkarmış insanlar topluma katma değeri yüksek hizmetler verebilecektir.

DÜNYADA YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER

20. yüzyıl Batı toplumlarında “hizmetkâr liderlik (servant-leadership)” kavramı, enstitü ve bir eğitim kurumu olarak ilk defa 1964 yılında “Uygulamalı Etik” olarak kuruldu. O günden beri büyüyerek gelişen bu milletlerarası merkez, Amerika Birleşik Devletleri’nin Indiana eyaletinde Indianapolis şehrinde “Servant-Leadership-Robert K. Greenleaf Center” olarak hizmet vermektedir. Merkez her yıl “Milletlerarası Hizmetkâr Liderlik Konferansı” tertiplemektedir.

Bu merkez, insanları ve kurumları bu yeni liderlik anlayışı ile tanıştırmak için çeşitli uygulamalı kurslar, seminerler ve toplantılar düzenlemektedir. Merkez bugüne kadar “hizmetkâr liderlik” üzerine yazılmış, 120 kitap, bröşür, göze ve kulağa hitap eden dökümanlar yayınlamıştır. Bizim değerlerimizin başkaları tarafından alınıp, hayata taşındığını gördükçe; “acaba bir gün İslâmiyet bir hayat tarzı olarak Batı’dan bize ithal mi edilecek ve bizim dinimizin emirlerinin nasıl hayata taşınacağı konusunda Batılılardan ders almamız mı gerekecek?” şeklinde sorular akla gelmektedir.
Kaynak: http://www.greenleaf.org