Maslow – İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi


İhtiyaçların sıralanmasıyla ilgili bugüne kadar yapılan araştırmalar arasında, gerek teorik ve gerekse uygulama alanında en çok kabul edilen Abraham Maslow’un yaptığı ihtiyaç listesidir. Maslow’a göre ihtiyaçlar belirli bir sıra izlerler. Sıralamanın ilk basamağındaki ihtiyaç, daha sonraki ihtiyaçlar ortaya çıkmadan doyurulmalıdır.

İlk sırayı biyolojik ihtiyaçlar alır. Biyolojik ihtiyaçlar açlık, susuzluk, barınma ve cinsel ihtiyaçlar gibi belki ilkel ama acil olanlardır. Karnı acıkan insan bir iç ilişkinin etkisi altındadır. Belirli bir çabayla yiyecek temini ise dış ilişkidir. Eğer yeteri kadar yiyecek bulunabilirse denge sağlanır. Denge sağlandıktan sonra kişi diğer ihtiyaçların tatminine yönelir

İkinci ihtiyaç güvenliktir. İnsan dış etkilere karşı kendisini korumak ister, emniyet ve güven içinde olmak arzusundadır. Dış etkenlerden korkma iç ilişki, bu dış kuvvetlere karşı korunma imkanları ise dış ilişkidir. Bu ikisi arasında denge kurulabilirse ve bu ihtiyaçlar karşılanabilirse daha az acil olan üçüncü grup ihtiyaçlara sıra gelir. Can ve mal emniyeti olmayan bir insan için güvenlik birinci derecede önem kazanır.

Üçüncü sevgi ihtiyacıdır. İnsan kendini bir arkadaşa bir partiye veya bir ideolojiye adayarak sevgi ihtiyacını karşılamak isteyebilir.

Dördüncü ihtiyaç, insanın kabul görme ihtiyacıdır. Her insan toplum tarafından kabul edilmek ister. Toplum tarafından sevilmeyen ve dışlanan insanlar, ne kendilerine, ne de topluma faydalı olabilirler.

Son ihtiyaç ise kendini gerçekleştirmektir.

Aslında hayat insanın kendini gerçekleştirmesi için verilmiş bir fırsattır. Gökkubbe de hoş bir seda bırakmak ve eseriyle anılmak hepimizin biricik arzusu değil midir?

Maslow’un geliştirdiği ihtiyaçlar sıralamasına göre bir basamaktaki ihtiyaç giderilmeden, bir sonraki ihtiyaç oluşmaz. Aç kalan insan, güvenlik ihtiyacını düşünmez. Daha doğrusu düşünemez. Çöpten yiyecek toplayan aç insanlar, bu yiyeceklerdeki mikropları akılların bile geçirmezler. Savaş alanında bulunan askerler, sevgi ihtiyacını düşünmezler. Başkaları tarafından itibar görmeyen insanlar, kendilerini nasıl gerçekleştireceklerini düşünemezler. Onlar, öncelikle takdir edilmek için çaba gösterirler.

Bu ihtiyaçlar hiyerarşisinden habersiz kişiler insanları anlamakta zorluk çekerler. Yoksul çevrelerde hep varlıklı insanların mutlu olduğuna inanılır ve varlıklı insanların mutsuzluklarından adeta rahatsız olurlar. Oysa bu varlıklı insanların tüm ihtiyaçlarının karşılandığı söylenemez; bundan dolayı ihtiyaçlar sonsuzdur. Gerçekte burada söz konusu şey, yoksullarla zenginlerin ihtiyaçlar sıralamasının farklı basamaklarında bulunmalarıdır.

Maslow’a göre hayatımızda memnun olma noktaları oluşturmalıyız yoksa şikayetler hiçbir zaman son bulmaz. Kimi çorbanın tuzunun fazlalığından şikayet eder, kimi işini sevmediğinden; önemli olan kabul etme sanatını öğrenmektir çevremizle ve kendimizle uyum içinde olabilmek için nelere sahip olduğumuzu bilmeli ve bunları olduğu gibi kabul ederek yaşamalıyız. Kendimizi olduğu gibi kabul edebilme yeteneği bir iç kuvvet olarak tanımlanmıştır.  Her insanın ihtiyacı farklıdır bu farklı ihtiyaçlar kişinin beklentilerini belirler ve nesneleri farklı algılamasına neden olurlar.

Kaynak: Wikipedia